Sunday, December 7, 2008

academia


bitime beş kala sıkıştım yine.
bayram tatilini başlamış saydığım şu anda deadline'a ödev yetiştirmeye çalışıyor olmamın da etkisi var. bundan sonraki bir ayı da bilimum ödev ve proje ve vize ve finallere adamam gerekliliğinin de. iki uç arasında gidip geliyorum. yaptığım herşeyi severek yapıyorum, isteyeek seçiyorum. yine de böyle üstüme üstüme geldiklerinde hepsini bırakıp herşeyikendi yöntemimle yapmak istiyorum. elimde milonlarca kitap ve foroğraf makinem ile. analog ve siyah-beyaz olarak bu sefer. hocasız derslere ödev yetiştirmeye çalışıyorum, benim için zor. okuma materyelinden okulu ayıran tek şey benim için, insanlar. etten kemikten bir insanın deneyimi hiçbirşeyin olmadığı kadar önemli benim için. hocasız dersler ve "textbook lecture"lar bunun tam tersi. dişimi sıkıyor ve ümit ediyorum. bir yandan moda ve tekstil tasarımı bölümüne sinirleniyorum fashion theory vermedikleri için. ayvalık'taki eve yerleşip resim, fotoğraf ve insanlarla geçireceğim bir senenin hayali beni kendine, kendini yakına çekiyor. vazgeçmiş değilim, pek şanslı b ir insan değilimdir, şansımı kendim yaratırım. hayalin olup da gerçeğe dokunamadığınız anlar zordur ya, şimdi evde yazamadığım ödev için çıkıp bir cafede yazmaya çalıştığım an da.


ağlayamadığım bütün anların acısını tek başına üstlendi sol gözüm, tersinden başladı kıpkırmızı olmuşluktan ağlamaya, kıpkırmızı olmaktan ağladım bütün gün. onun itirafıdır.

No comments:

Post a Comment