Monday, July 5, 2010

pazartesi pazarı.

girmemle beraber "ayyy, müşterileeğğğrrr!!!" diye bağıran pazarcının sesini duymam benim için bi hoşgeldin yerine geçti, bi ısınıverdim.

pazarcı: NE ALIRSAN İKİ BUÇUK LİRAAA!!!
velet: BONCUKLU TABANCA!

-bişeyler daha oldu burada, o esnada parçası beşer liradan süfer bişeyler bulup aldım yine, unuttum-

pazarcı: KAMPANYA BU TEZGAHTA! AŞKI MEMNU GELDİ BİHTER GELDİ BEHLÜL GELDİ.
(tam bir beyin iptali, evet tabii ki korsan kitap tezgahı) HEPSİ ALTI LİRA.

ve elinde sigarası, üstünde bej tünik ve salopetiyle, bileklerinde deri bileklik, parmaklarında bol bol yüzükler, ayağında sandaleti ile gezen ince uzun, kısa saçlı, kırk yaşlarındaki kadın. bi de tabii ki uzunca bir süre yanından uzaklaşmayı beceremeyen ben. sokak mokak yok sana evladım. pazarda bile rahat durmuyosun. otur oturduğun yerde. otur sıfır.
 

No comments:

Post a Comment