Sunday, December 9, 2007

sıkıştırılmış fetiş hapı


-baştan aşağı teaser niteliğinde olabilir. takıntılıysanız okumayınızdır.-

metres ismindeki filmden bahsetmekteyim. zaten bir asia argento filmi olmasıyla ve de adının metres (une ancienne maitresse) olmasıyla, mevzu bahis kadını ve yasak aşkları bir fetiş objesi haline getirmiş bizler için baştan +20 önden başladı. işin içine Fu’ad Aït Aattou denen varlığın girmesiyle çoktan sayılamayacak kademeye erişen puanlar, sahne üstüne sahne derken katlana katlana gitti ve bizi (beni ve pek sevgili en muhteşem iki filmlik seyircilik ortağım mavi kirpikli arkadaşımı) tarif edilemeyecek duygular içerisine sürükledi. (Fu’ad Aït Aattou'ya dair fransızca bir sitede gördüğüm betimleme aynen şöyledir: "une découverte, beau comme un tableau florentin doué de parole" - ki şöyle bişey demek oluyo sanırsam; bir keşif, sözcüklerin anlatamayacağı çiçekli bir tablo gibi güzel- fransızcam yetmiyo çevirmeye sanırımü öyle etkilenilmiş kendisinden) buyrun kendiniz tanık olun:

kendisi gerçekten de "güzel erkek" tanımının hakkını en bi hakkıyla verip, eve geldikten sonra öğrendiğim üzere, film yetmiyomuş gibi gerçek hayatta da asia argento'nun ağzının içinde görlmüştür dudakları. (siz bu duruma ne dersiniz hanımcığım?)





şöyle de bir başka fetiş öğeye geçicek olursak; asia'nın ispanyol-italyan kırma karakteri paris'te yaşamaktadır, bu da demektir ki dönemin hem fransız, hem ispanyol, hem italyan modasını takip ederek kumaş fetişimizi canlandırmış, üstüne bi de bonus sahnesinde kendilerini bir cezayir tablosu içinde görmüşüzdür -ki o sahnelere değmeyin gitsin. korseler -ah o korseler, asia'nın korseleri, ah!- danteller, bir de kendisini dönemin erkek kıyafeti içinde de gördük ya, amin! (bu filmi bu günlük dinim ilan ediyorum evet, ilahi bir güç söz konusu)













öncelikle beyimizden nefret eden asia'nın, aşığı kocasıyla düello yapıp bilerek yenildikten sonra "onun kanını içeceğim, beni durduramazsınız" diye üzerine atlayıp göğsündeki kurşun yarasını bir yalayışı vardır ki, bizim gibi kan fetişiniz varsa kendinizi hazırlayarak izlemeniz gereken bir sahnedir, çünkü hemen arkasından Ait'in kendisi için kesilen tavuğun kanını içtiği sahne gelmektedir- ki o köfte dudakların kandan kıpkırmızı olmuş hali pek dayanılır bişey değil...


2 comments: